Hemoroid ( BASUR) nedir?

Hemoroid: Korkulur Utanılır, Yıllar Boyu Sıkıntıları Yaşanır

18-05-2010 03:54

Haberler » Bağırsak Hastalıklar


HEMOROİD (BASUR) NEDİR?
Hemoroid (Basur) makat bölgesindeki damarların genişlemesi yani varisidir. Hemoroidin ana nedeni kabızlıktır ve kalıtımsal özellikte taşımaktadır. Hemoroidli hastaların çoğunda uzun süren kabızlık sorunu vardır ve ailede birçok hemoroidli şahıs bulunmaktadır. Hemoroid hastalığı toplumumuzda çok yaygın olarak bulunmaktadır.

 
BASUR NASIL OLUŞUR?
Hemoroidin oluşmasında ana sebep kabızlıktır. Ayrıca sağlıksız beslenme, yani daha çok lifsiz besinle beslenenler, sürekli oturarak çalşanlar, şişmanlık ve fazla hareket etmeyen şahıslar daha çok görülür. Aradoku ve toplar damar zafiyeti olanlarda daha kolay basur oluşur.

Yukarıdaki şemada da görüldüğü gibi doğumumuzdan itibaren sistem, döngüsel ve ritmik bir şekilde çalışmaktadır. Bu sayede; dışkılama ile beslenmemizin artık ürünlerini anüsten sorunsuz olarak çıkarmamız, dışkılama sonrasında ise abdest tutma olarak bilinen sızdırmazlığımız sağlanmış olmaktadır.

Bu döngüsel sistem, dışkılama/ıkınma işlevi ile başlamakta ve damarlarda dolgunluk ile devam etmektedir. Damarlardaki bu dolgunluk hemoroid memelerinde büyümesine neden olmaktadır. Ancak arada bulunan asıcı bağlardaki gerilme ile bu büyüme kontrol altında tutulmakta ve sınırlandırılmaktadır.

Aynı şekilde, dışkılamanın sonlandırılmasını müteakip damarların boşalması ve memelerde küçülme gerçekleşmektedir. Ancak damarlardaki basıncın azalması tek başına memelerdeki küçülmeye yetmemektedir. Bu küçülmeyi asıl olarak asıcı bağların elastikiyet özelliği, çekmesi sağlamaktadır.

Yüzyıllardır basura “makatta yerleşmiş varisler” denildi. Çünkü bu döngüde problemin, sadece damarların genişlemesi olduğu düşünüldü ve “genişleyen damarlar sonucu memeler büyümekte ve deforme olmaktadır” ifadesi kullanıldı. Bu büyüme ve deformasyonun derecesine bağlı olarak da WC’ de ortaya çıkan sıkıntılar topluluğuna HEMOROİDAL HASTALIK; namı değer BASUR adı verildi.

1. Basur, ıkınma ile WC de belirginleşir ve sıkıntılara neden olur. O yüzden de sıkıntılar sadece tuvalette iken ortaya çıkar ve sonrasında (1-2 saat kadar) devam eder.

2. Basur, ataklar halinde seyreder, her tuvaletimizde illa aynı sorunlara neden olacak diye bir şartı yoktur, değişir. Çünkü beslenmeniz ve buna bağlı olarak da dışkılama sırasındaki ıkınma dereceniz her zaman aynı olmamaktadır.

3. Basur, her gün kullanmamız gerektiğinden ilerleyici bir hastalıktır. Asla durmaz, geçmez, gerilemez. Ama sıkıntılara neden olmadığı zaman hastalar tarafından hastalıklarının geçtiği sanılır. Hastalığın geçmesi ayrıdır, sıkıntıların geçmesi, azalması farklıdır.

HEMOROİD NASIL TANINIR?
Makattaki kaşıntı özeliklede defi-hacetten sonraki kaşıntı basur olduğuna işarettir. Defi-hacet üzerinde kan varsa, tuvalet kağıdına kan bulaşmışsa veya tuvalette kan görülürse basur olabilir. Ayrıca anüste yanma, ağrı, sümüksü dışkı (gaita) veya yağlımsı dışkıda basura işaret olabilir. Anüsten kan gelmesi basura sebep olabileceği gibi kanser olma durumuda olabilir. Bu nedenle kan göründümü mutlaka doktora gidilmelidir.

NASIL MUAYENE EDİLİR?
1- Doktor hastaya rahatsızlığının geçmişini, duyduğu rahatsızlıkları, sıkıntılarını sorar.

2- Göz ve elle dıştan muayene: Normal muayene masasının olduğu ortamlarda bu bölge muayenesi; diz-dirsek veya sol yan pozisyonda iken yapılır. Sol yan pozisyonda (daha çok bayan hastalar için tercih edilir); hasta alttaki bacağı düz, üstteki bacağını karnına çekecek şekilde sol yan yatırılır. Delikli bir örtü ile hemşire eşliğinde kalçaların açıkta kalan kısımların örtülmesi sağlanır. Hasta hazırlandıktan sonra kalça kenarlarını aralayarak anüse dışardan bakılır.

 
Ayrıca makat bölgesi için özel olarak geliştirilmiş muayene masaları sayesinde de muayene yapılmaktadır.
3- Cihazla içten muayene: Dıştan yapılan muayenenin yeterli olmadığı durumlarda; Anoskop/Rektoskop, Sigmoidoskop ve kolonoskop dediğimiz cihazlar kullanılır. Bu sayede barsakların son kısımları veya tümü gözden geçirilmiş olur.
•Anaskop: 10-15 cm' lik bir kısma bakılmasını sağlar.
•Rektoskop: 15-20 cm' lik bir kısma bakılmasını sağlar.
•Sigmoidoskop: 30-50 cm' lik bir kısma bakılmasını sağlar. (Yeşil)
•Kolonoskop: Tüm kalın barsaklara bakılmasını sağlar. (Sarı)
Bütün bu değerlendirmeler ışığı altında; anüs bölgesinde kendini gösteren; Anal fissür (ağrı ön plandadır), Anal apse, Anal fistül, Mukozal prolapsus, Rektal prolapsus, Polip, Anal tag, Condylomata, anal ve rektal kanser (ayırıcı tanıda üzerinde en çok durulması gereken durumdur) gibi hastalıklardan ayırıcı tanımlamaya gidilir.

İÇ HEMOROİD DERECELERİ:
•1.derece: Makattan çıkmayan (sadece kanama yapan) memeler.
•2.derece: Dışkılama ve ıkınma esnasında dışarı çıkan ve kendiliğinden içeri giden memeler.
•3.derece: Dişkılama ve ıkınmakla dışarı çıkan ve sonra elle geri itilen memeler.
•4.derece: Geri itilmeyen memeler.
HEMOROİDİN YAPTIĞI ŞİKAYETLER:
Makatta meme oluşması, makattan kanama, bazen akıntı ve kaşıntı. Hemoroid içinde kan pıhtılaşırsa veya hemoroid memesi boğulursa Tromboze hemoroid oluşur ki çok ağrılıdır. Normal bir hemoroid ağrı ve sancı yapmaz. Eğer bir hastada ağrı veya sancı varsa Tromboz, abse veya fissür düşünülmelidir.

ANAL FİSSÜR
Fissürün kelime anlamı ÇATLAK tır. Anüste oluşan çatlaklara anal fissür adı verilir. Makatta kabızlık veya ishale bağlı çatlak oluşmasıdır, doğum sonrasıda çok görülmektedir. Dışkılama esnasında şiddetli sancı yapar, az miktarda kanama olabilir. Sancı nedeni ile hasta tuvalete gitmekten korkar, buda kabızlığı artırır ve neticede fissür giderek büyür. Makattan kanama olduğu zaman mutlaka uzman doktor tarafından muayene olunmalıdır.

PERIANAL FİSTÜL
Makattaki apse ve fistüllerin çoğu makat içindeki bezlerin iltihaplanmasında kaynaklanır. Apse olunca genellikle makatta ağrı, şişkinlik, kızarıklık ve yüksek ateş olur. Apse' nin tedavisi cerrahi bir yöntem olan "drenaj ile boşaltma" dır.

Fistül' ler apselerden sonra oluşan makat çevresindeki deri ile kalın bağırsağın son bölümü (Rektum) arasındaki tüneldir. İç ağzı bağırsakta, Dış ağzı deridedir. Fistülde dış delikte kanlı ve iltihaplı akıntı olur ve iç çamaşırı kirletir. Bazen dış delik tıkanır ve Apse oluşur. Tedavi cerrahidir.

 
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Ciddi Seviye Basurlarda medikal tedavi şarttır. Bu krem kullanımından cerrahi müdahaleye kadar gidebilir. Aşağıda hemoroid ile ilgili tedavi yöntemleri ayrıntıları ile anlatılmıştır.

Sklero Terapi
Damar komşuluğuna verildiğinde damar duvarında yaptığı tahribat sonucunda duvarların birbirine yapışmasına ve böylece de hemoroidal dokunun sönmesine neden olur. Kanamanın asıl sorun olduğu 1. ve 2. derece hemoroidlerde uygulanır. Sıklıkla fenol ya da etoksi sklerol içeren bir madde hemoroidal dokunun içindeki damar yumağının yakınından girilerek enjekte edilir. Uygulaması basittir. Ancak yanlış bölgeye enjekte edildiği taktirde ağrı, kanama gibi komplikasyonlara neden olabilir. Uzun dönem sonuçları ile ilgili sağlıklı bilgiler yoktur.

Bant Ligasyonu
Bu yöntem halk arasında boğma yöntemi olarak adlandırılmaktadır. Bu yöntemde hemoroidal doku bir tüpün içine vakumlanarak dokunun dibine lastik bant konmakta böylece dokunun dolaşımı kesilmekte ve bir süre sonra düşmesi sağlanmaktadır. Sıklıkla 1. ve 2. derecede kullanılır. Genelde birden fazla seans tedavi yapılması gerekmektedir. 5 yıl içinde literatürde %33 ’e yakın nüks (hastalığın tekrarlaması) bildirilmiştir. BU yöntemde ağrı, kanama ve nadir de olsa ciddi infeksiyona yol açan şikayetler görülmektedir.

Açık Hemorodektomi
1937’ de Milligan-Morgan tarafından yayınlanmış bir yöntemdir. 3. ve 4. derece hemoroidlerde uygulanmaktadır. Bu teknikte anüsün hemen altındaki cilt dokusundan başlanarak V şeklinde bir kesiyle dış ve/veya iç hemoroidler tamamen çıkarılmakta, damar yumağı yapısının kökü bağlanmakta ve kesiler açık bırakılmaktadır. Çok etkili bir yöntem olmakla birlikte operasyon sonrasında iyileşme dönemi 5-6 haftayı bulmaktadır. Bu durum hastanın rahatını son derece düşürmektedir. Kanama, ağrı ve anüste daralma başlıca şikayetler olarak görülmektedir.

Kapalı Hemoroidektomi
1959 yılında Ferguson tarafından yayınlanmış bir yöntemdir. Bu yöntemde de açık hemoroidektomideki gibi hemoroidal doku cerrahi olarak çıkarılmakta ancak kesi açık bırakılmamaktadır. Bu iyileşme sürecini kısaltmakla birlikte yine de minimum 2 haftalık bir süre almakta ve hasta rahatını düşürmektedir. Ameliyat sonrası kanama ve ağrı sıklıkla rastlanan şikayetlerdir. Anal bölgede enfeksiyona bağlı yara açılması da görülebilmektedir.

De Longo Tekniği
1993’ te Antonio Longo tarafından yayınlanmış bir yöntemdir. 2., 3. ve 4. derece hemoroidlerde uygulanmaktadır. Tek kullanımlık stapler olarak adlandırılan bir cihazla yapılır. Bu teknikte dişli çizginin yaklaşık 3 cm. üzerinden dairesel bir doku çıkarılmakta, sarkmış hemoroidal doku yukarı çekilerek burada sabitlenmektedir. Böylece normal pozisyona gelmesi sağlanmakta üst hemoroidal arterin (atar damar) en son dalları kesintiye uğratıldığından iç ve dış hemoroidal dokuda kan miktarı önemli ölçüde azaltılmakta, böylece zamanla bu hemoroidal dokunun kendi kendine sönmesi sağlanmaktadır. Girişimin yapıldığı dişli çizginin üst kısmında ağrı algısı olmadığından ve hemoroidal dokuya herhangi bir işlem yapılmadığından operasyon sonrası hasta konforu son derece iyidir. Bölgesel ya da genel anestezi ile uygulanabilir. İşlem sonrasında hemen hiç ağrı hissedilmediğinden rahatlıkla günübirlik olarak uygulanabilir.


Lazer İle Tedavi
Anal fissürde kas gevşetici işlem yapılmaktadır. 1. ve 2. Derece hemoroidler laser ile kurutulmakta (Laser koagulasyonu) 3. ve 4. Derece hemoroid memeleri laser ile alınmaktadır.

Ameliyat genel anestezi altında 5 ile 15 dakika arasında sürmektedir. Ameliyat sonrası ağrı yok denecek kadar azdır. Hastalar aynı gün taburcu edilir. Ameliyat sonrası üçüncü gün ile onuncu gün arsında dışkılama esnasında yanma hissi oluşabilir. Kabızlık tedavi edilirse ameliyat sonrası nükssetme olmaz. Hemoroid ameliyatı ne kadar erken safhada yapılırsa, hastanın ameliyat sonrası konfor ve rahatı daha iyi olur.

İlaç Tedavisi
1. Kortikosteroid İçeren Pomadlar: Kortikosteroid (kortizon) içeren kremler hemoroidal dokudaki ödemi ve tahrişi baskılarlar. Böylece ağrı ve çoğu kez de kanama kontrol altına alınabilir. Kortiko steroidli kremlerin; oluşabilecek yan etkiler nedeniyle, uzun süreli ve sık kullanımı önerilmemektedir.

2. Aneljezik (ağrı kesici) Kremler: Ağrı kesici madde içeren kremler hemoroidal hastalığın yarattığı ağrıyı ciltten emilme yoluyla bölgesel olarak azaltır. Tedavi edici bir özellikleri yoktur.

3. Dışkıyı Yumuşatan İlaçlar: Bu ilaçların hemen tamamı şurup şeklindedir. Şekerli ve/veya hipertonik yapıları nedeniyle bağırsak içine sıvı çekerler ve dışkının yumuşamasını sağlarlar. Uzun süreli kullanım vücudun ilaca bağışıklık kazanmasına ve böylelikle genelde ilaç etkisinin giderek azalmasına neden olur.

4. Kan Dolaşımı Düzenleyicileri: Bu grup ilaçlar yalnız hemoroidal dokunun değil, toplardamar sisteminin diğer hastalıklarında da (örn: varis) kullanılmaktadır. Toplardamar sisteminin basıncını düşüren ve dolaşımı kolaylaştıran etkiye sahiptirler. Kullanıldıkları sürece etkilidirler. Tedavi edici özellikleri yoktur.

YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ
Hemoroidal hastalıkta karşılaşılan en sık tetikleyici neden kabızlık ve ıkınmadır. Dışkının kıvamını yumuşatıcı diyet önlemleri hastalığın kontrol altına alınmasında önemli ve etkilidir. Rafine gıdalardan kaçınmak; kepekli ekmek ve kepekli undan üretilen gıdaların tüketmak; bol miktarda sebze ve meyve yemek; acı, ekşi, mayalı içeceklerden uzak durmak ve günde en az 1,5-2 lt. sıvı almak kesinlikle tavsiye edilir. Spor yapmanın barsak hareketleri üzerinde düzenleyeci etkisi vardır. Yürüme ve Jogging (tempolu yürüyüş) gibi egzersizler doğal müshil etkisi yaratacağından kabızlığa birebirdir.

Hemoroid problemi yaşayan bir insanın evde uygulayabileceği bir çok çözüm vardır ama bunlar tedavi edicilikten çok insanı rahatlatma amacı güder. Bu yöntemlerin en iyisi sıcak su dolu bir küvette on dakika kadar durmaktır. Suya herhangi bir malzeme katmaya gerek yoktur.

Kaynaklar: basurum.com,
hemoroidnedir.com

Etiketler : Hemoroid - ( - BASUR) - nedir? -
İlginizi çekebilecek diğer haberler
Dr. Alp Sirman
Hicret Günhan | Herbalist
Prof. Dr. Ahmet Maranki | Stratejik Araştırmalar Uzmanı
Prof. Dr. Akın Yücel |  Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı
Prof. Dr. Coşkun Tecimer
Prof. Dr. Erdem Yeşilada
Prof. Dr. Erkan Topuz
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu
Prof. Dr. Teoman Cem Kadıoğlu | Varikosel Mikrocerrahisi
Selahattin Dönmez | Uzman Diyetisyen
Suna Dumankaya | Herbalist